Dolgu temelinde bir diş restorasyonu işlemidir. Dişler zaman içinde gıda artıkları ve benzer; hijyen eksikliği oluşturan etmenler ile birlikte çürümeye başlayabilir. Çürüyen diş bir süre sonra temel fonkisyonlarını yerine getirememeye başlar ve ağrıya neden olur. Dişteki çürüğün daha fazla ilerlememesi ve dişin tamamen kaybedilmemesi için dolgu tedavisi uygulanır. Çürük doku diş doktoru tarafından temizlenerek diş kaybı tehlikesinin önüne geçilmiş olur. Diş doktoru çürük dokuyu temizledikten sonra oluşan boşluğu kapatmak için uygun malzemeleri kullanır ve dolgu tedavisi işlemini sonlandırır. Günümüzde genel olarak kompozit dolgu kullanılmakta olup hala kullanılmakta olan 3 temel dolgu çeşidi sayabiliriz:
·Amalgam (Metal) Dolgu,
·Kompozit Dolgu,
·Beyaz ve Porselen (Estetik) Dolgular
Hasta için konforlu ve kısa süren diş dolgusu tedavi yönteminde hastalar işlem sonrası hemen gündelik hayatına geri dönebilir ve aynı gün içerisinde işlerine devam edebilirler.
Günümüzde kompozit ve estetik diş dolguları kullanılmakla birlikte; günümüze kadar kullanılan birçok dolgu çeşidiyle karşılaşmaktayız. Arkeologların İtalya’nın Lucca bölgesindeki bulgularına göre tarihteki ilk diş dolgusu tam 13bin yaşında.
Riparo Fredian tarafından keşfedilen dünyanın ilk diş dolgusu yersakızından yapılmış ve işlem için küçük taş aletler kullanılmış. Diş ağrısını azaltmak ve çiğnenen gıdayı boşluktan uzak tutmak için günümüze benzer şekilde kullanılan yöntemler zaman içerisinde gelişerek Mısır, Mezopotamya ve Akdeniz medeniyetlerinde daha modern şekillerde kullanılmaya başlanmıştır. Yine İtalya’da ortaya çıkan Rönesans hareketiyle birlikte tüm dünyada bilim ve teknikte büyük sıçramalar yaşanmış ve yakın tarihte çağdaş uygulamalar eskilerinin yerini almıştır.
Yakın zamana kadar ülkemizde de kullanılan “amalgam dolgu” malzemesi içerisinde cıva bulundurması ve cıva buharının akciğerlerden geçip beyin, karaciğer, böbrek ve sindirim sistemine geçtiği düşünülüp İsveç ve Norveç tarafından yasaklanmıştır. ADA (Amerikan Diş Hekimleri Birliği) tarafından amalgam dolgular kaynaklı olarak cıvanın insan sağlığına bir etkisi olmadığı hakkında makaleler yayınlansa da; birçok Avrupa ülkesi amalgam dolgu kullanmayı bırakmıştır. Özellikle beyaz olması ve estetik nedenler ile birlikte ülkemizde de kompozit dolgu büyük oranda amalgam dolgunun yerini almıştır.
Cam veya kuvars parçacıkları ile akrilik reçine karışımından üretilen kompozit dolgu günümüzde en çok kullanılan dolgu çeşididir. Hem dayanıklı bir malzeme olması hem de diş renginde üretilebilmesi sayesinde kompozit dolgu; eski versiyonlarının yerini alarak en çok kullanılan malzeme konumuna gelmiştir. Kompozit dolgu hem dişte meydana gelen hasarlar ve rengindeki bozulmalar için kullanılabilir. Diş çürükleri ve kırıkların onarımında kullanılan kompozit dolgu; diş renginin düzeltilmesi için estetik amaçlı da kullanılmaktadır.
Diş renginde üretilebilen kompozit dolgu görsel avantajları sayesinde estetik amaçlı da kullanılmaktadır. Estetik dolgu işlemleri sırasında kullanılan teknikler her ne kadar farklı olsa da yine aynı malzemeler kullanılır. Bunun dışında inley ve onley uygulamalarında porselen ve farklı materyaller de kullanılarak estetik dolgunun işlevi güçlendirilir.
Dolgu yapılacak diş ve çevresinin daha iyi analiz edilebilmesi için röntgen çekilir ve diş doktoru tarafından işlem başlatılır. Öncelikle dolgu yapılacak alan iyice boşaltılır ve çürük / hasarlı dokular tamamen temizlenir. Dolgu yapılacak diş ve çevresi tamamen temizlendikten sonra sıra boşaltılan alanı doldurmaya gelir. Diş doktoru tarafından kullanılacak malzeme seçildikten sonra boş alan tamamen doldurulur. Tıbbi bir cihaz kullanılarak bu dolgu malzemesinin hızlıca donması sağlanır. Herhangi bir işlem sonrası rahatsızlığa sebep vermemek için hastanın dişlerini açıp kapatması ve hafifçe ısırma hareketleri yapması istenir. Bu hareketler sonucunda tespit edilen bir pürüz, çıkıntı, vs varsa kesme, inceltme yöntemleriyle dolguya son hali verilir.
Dişlerde hissedilen herhangi bir ağrı veya görülen kırılma ve çürümelere karşı dolgu yapılması gerektiği anlaşılır.
Diş dolgusu ihmal edilirse çürüme devam edip diş dokusunda ilerlemeye devam eder ve komşu dişleri de tehdit etmeye başlar. Bu durumda köklere kadar inen çürüğü tedavi edebilmek için kanal tedavisi yapılması gerekir.
Diş dolgusu işlemi ortalama 1 saat sürmektedir.
Diş dolgusu tedavisi sırasında kullanılan lokal anesteziler sayesinde hiçbir ağrı hissedilmez.
Yapılan dolgu yüksekse veya uygulandığı dişteki çürük derin ise ağrı hissedilebilir.
Diş dolgusu tedavisi tamamlandıktan sonra hasta hemen gündelik hayatına dönebilir. Bununla birlikte tam iyileşme süreci ortalama 48 saattir.
Diş dolgusu yapıldıktan 2 saat sonra su içilebilir.
Diş dolgusu işleminden 2 saat sonra dişlerinizi fırçalayabilirsiniz.
Diş dolgusu tedavisi dişinde çürük veya kırık bulunan tüm hastalara uygulanabilir.
Diş dolgusu tedavisi tüm mevsimlerde ; hiçbir fark olmaksızın uygulanabilmektedir.
Diş etinde iltihap olduğu durumlarda; iltihap kuruyuncaya kadar diş dolgusu işlemi uygulanamaz. Ayrıca hamilelik ve emzirme dönemlerinde doktor onayı olmadan da diş dolgusu işlemi uygulanamaz.
Diş dolgusu tedavisinin diş doktoru tarafından gerekli tıbbi koşullar sağlanarak yerine getirildiği zaman hiçbir riski bulunmamaktadır.
Diş dolgusunun kalıcılığı ortalama 5 - 7 yıldır.
Ön dişlere yapılan dolgu için genelde aynı malzemeler kullanılsa da daha görünür bir pozisyonda bulunmasına bağlı olarak estetik açıdan daha hassas ve ileri teknikler kullanmak gerekmektedir.
Diş dolgusu işleminden önce röntgen çekilir ve diş doktoru tarafından hangi işlemler uygulanacağı belirlenir.
Diş dokusunda hasar bulunan; çürümüş veya kırılmış tüm dişlere dolgu yapılabilir.
Diş dolgusu işlemleri tek seansta tamamlanmaktadır.
Diş dolgusu işlemine bağlı olarak kanama olmamaktadır.
Diş dolgusu tedavisi tamamlandıktan sonra hiçbir ağrı hissedilmez. Yalnızca 48 saati bulan bir hassasiyet hissedilebilir.
Diş dolgusu işlemi tamamlandıktan sonra hafif bir hassasiyet dışında hiçbir ağrı hissedilmez. Yapılan dolguya bağlı olarak herhangi bir ağrı hissedilmesi durumunda hastanın diş doktoruyla iletişime geçmesi gerekmektedir.
Diş dolgusu yapıldıktan 2 saat sonra yemek yenebilir.
Diş Dolgusu yapıldıktan sonra asitli içecek tüketimine 1 günlük ara verilmesi gerekmektedir.
Diş dolgusu yapıldıktan sonra sert ve kabuklu gıdaları dolgu yapılan dişle kırmamak gerekmektedir.
Hamileyken diş dolgusu yaptırmanın herhangi bir zararı yoktur. Bununla birlikte hamile hastalar dolgu yaptırmadan önce kendi doktorlarından onay almalılardır.
Diş dolgusu tedavisi sonra istediğiniz zaman spor yapabilirsiniz.
Hastanın mevcut ve potansiyel ağrılardan kurtulmasının yanında; dişin de kurtulması sağlanır. İlerleyen çürükler köke kadar ulaşıp ağız ve diş sağlığını tehdit edeceğinden; diş dolgusu işlemi ağız içi makro bir fayda sağlar. Aynı zamanda dişteki hasarların ve renk bozukluklarının düzeltilmesi ile birlikte estetik bir görünüm kazanılmış olur.
Doğru tekniklerle uygulanan bir diş dolgusu tedavisinden sonra hiçbir ağız kokusu olmamaktadır.
Diş dolgusu işlemi uygulandıktan sonra herhangi bir rahatsızlığınız yoksa kontrole gitmeniz gerekmemektedir. Bununla birlikte 6 aylık rutin kontroller ihmal edilmemelidir.
Diş dolgusu tedavilerinde diş doktoru tarafından uygun tıbbi koşullar sağlandığı takdirde başarı oranı çok yüksektir.